Çin gazetesi Global Times: ABD, Ukrayna’nın zaferinin değil, dünyayı kaosa sürüklemenin peşinde

“ABD’nin Ukrayna’ya verdiği silahların seviyesini yükseltmesi dış siyasetindeki bencilliği açık ediyor” başlıklı bir makaleye yer veren Global Times, Kiev idaresinin Rusya’ya karşı ağır silah tedariki talebine Washington’ın cevabı üzerinden değerlendirmelerde bulundu.

Çin gazetesi, ABD Lideri Joe Biden’ın The New York Times’ta yayımladığı makalede, ‘Ukraynalılara Ukrayna içinde kilit amaçları daha isabetli vurma imkanı sağlayacak daha gelişmiş roket sistemleri ve mühimmat tedarik etme kararını’ duyurduğunu hatırlattı.

Bu da gözlerin Kiev’in talep ettiği Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi M124 HIMARS’a çevrilmesine yol açtı.

Birkaç gün sonra devlet kanalı Rossiya-1’e konuşan Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin, Washington’ı, Kiev’e gelişmiş roket sistemleri vermesi halinde, ‘yeni amaçları vuracaklarına’ dair uyardı. Putin, Kiev’e yeni silah teslimatlarının amacının ‘çatışmayı uzatmak’ olduğunu kelamlarına ekledi.

Rusya Devlet Lideri, yeni gayelerle hangilerini kastettiğini belirtmedi. Küresel Times’a konuşan Pekin merkezli askeri uzman Song Zhongping, ‘yeni maksatların hem Ukrayna içinde hem de dışında olabileceğini’ söyledi.

Global Times da “Rusya-Ukrayna çatışmasının sonu yok üzere görünüyor. ABD başından beri Ukrayna’ya daha gelişmiş ve daha ağır silahlar göndererek durumu tırmandırıyor. ABD, alenen biliyor ki, Rusya ile Ukrayna ortasında uzun periyodik çatışmanın kendi çıkarlarına hizmet ediyor. Rusya ile Ukrayna uzlaşmaya varmadıkça, Rusya zayıflayacak ve daha fazla belirsizlikle karşı karşıya kalacaktır” yorumunu yaptı.

Gazeteye konuşan Pekin Memleketler arası Çalışmalar Üniversitesi Memleketler arası Münasebetler Okulu doçenti Xu Liang, ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımının ‘nitelik değiştirdiğini’ belirtti. Xu, “ABD’nin askeri yardımı, Ukrayna’nın Rusya ile çatışmayı kazanmasına yardım etmeye yönelik özgün gayesini çok aştı. Ulusal çıkarlarını göz önüne alan ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımı global güç çabasına yönelik stratejik amacına uygun hale getirildi” dedi.

“Bencillik her vakit Amerikan dış siyasetinin alameti farikası olmuştur ve süregiden Ukrayna çatışması bunun en âlâ göstergesidir. kendi çıkarlarını göz önünde bulunduran ABD, ne ‘müttefiki yahut ortağı’ olmasıyla böbürlendiği ülkelerin kalkınması için rastgele bir sorumluluk üstlenir ne de onların halklarının refahını umursar” eleştirisini getiren Küresel Times, “Ukrayna krizi uzadıkça, ABD, tahlil anahtarına sahip olmasına karşın, Rusya ile Ukrayna ortasındaki tansiyonu artırmaya ve barışçı tahlile daha fazla mahzur oluşturmaya devam ediyor” saptamasını yaparak şöyle devam etti:

“Diğer deyişle ABD, dünyadaki hegemonyasını sürdürmek için Ukrayna krizinden yararlanmaya çalışıyor. ABD’nin global liderlik rolü şimdiden sarsıldı. Suriye’den çekilmesinden Afganistan’daki fiyaskosuna ve Ukrayna’daki mevcut hesaplarına kadar, ABD her vakit durumu perde gerisinden denetim etmek ve sıfıra sıfırın semeresini toplamak ister ki, bu yalnızca kendisini giderek daha az sağlam kılıyor ve bir vakitler üzerine yerleştirdiği global hegemonya sunağından aşağı sürüklüyor.”

“Dikkatlice hesap yapan ABD, kriz sırasında bir ‘seyirci’ üzere davranmak ve başka ülkelerin kaynaklarını tükettiğini görmek istiyor. Lakin durum ABD’nin denetimi dışında evriliyor. Ne de olsa Ukrayna krizi, ABD hegemonyasının ve sırf ABD tarafından tanımlanan global nizamın kusurunu yansıtıyor. ABD, bir yandan dış siyasetini zorla dayatıp öteki ülkelerin güvenlik dertlerini görmezden geliyor, başka yandan gücü global nizamı sürdürmeye yetmediğinde, dünyaya yalnızca kaos getirip mağdur rolü oynuyor.”

“Mayıs ayı sonlarında düzenlenen birinci Avrasya Ekonomik Forumu’nda Putin, bağımsız siyaset izleyen ülkelerin global sürecinin hiçbir dünya polisi tarafından durdurulamayacağını söyledi. Song, ‘ABD, artık dünya polisi üzere davranmadığında, bunun, artık Washington’ın global bir hegemon olmadığı ve dünyanın tek kutuplu kalmayacağı manasına geldiğini’ söyledi. Washington’un Putin’in ikazını ciddiye alması ve 3. Dünya Savaşı’nı tetiklememesi gerekiyor. Artık başka ülkelere dikte edebilen ve dünya tertibini tanımlayabilen tek güç pozisyonunda olmadığını anlamalı.”