Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Rostock kentinde mültecilerin ve Vietnamlı kontratlı çalışanların kaldığı binalara yönelik çok sağcı hücumların 30. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, Lichtenhagen ilçesindeki mülteci yurdunda yaşayanlara yönelik hücumların savaş sonrası Almanya tarihinin en vahim ırkçı akınlarından biri olduğunu belirtti.
Bu ataklarda baht yapıtı kimsenin hayatını kaybetmediğini aktaran Faeser, Almanya’nın ortasında insanların hayatlarından tasa duymak zorunda kaldığını kaydetti.
“Aşırı sağcılık en büyük tehdit”
Olaylarda güvenlik güçlerinin akınlara müdahale etmede tereddütlü davranmasını ve toplumda mültecilere yönelik empati eksikliğini eleştiren Faeser, “Aşırı sağcılık demokrasimiz için şu anda da en büyük tehdittir. Çok sağdan gelen tehlikeyi kimse hafife almamalı. Çok sağcılığa karşı kararlıkla gayret ediyoruz.“ değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Scholz’tan ırkçılıkla uğraş çağrısı
Kanada’da resmi ziyarette bulunan Başbakan Olaf Scholz da Twitter’dan yaptığı paylaşımda, 30 yıl evvel çok sağcıların Rostock’un Lichtenhagen ilçesindeki “ayçiçeği evi“ni ateşe verdiğini ve orada olayı seyredenlerin taarruzları alkışladığını anımsatarak, “İnsanlar muhafaza aradıkları yerde hücuma uğradılar. Vahim bir aksiyon. Bu olay bize her gün nefrete ve ırkçılığa karşı uğraş etmemizi hatırlatmalı.“ sözlerini kullandı.
Lichtenhagen ilçesinde, cephesinde çiçeklerin bulunduğu için “ayçiçeği evi“ olarak bilinen ve içinde mültecilerin ve Vietnamlı kontratlı çalışanların bulunduğu binaya 22 Ağustos 1992’de çok sağcılar atak düzenlemişti.
Molotoflu akında bulunmuşlardı
Yabancı düşmanı sloganlar atan yüzlerce Neonazi, mülteci yurduna molotofkokteyli ve taş atmıştı.
26 Ocak 1992’ye kadar süren olaylarda polis etkisiz kalırken olayı izleyen binlerce kişi saldırganları alkışlamıştı. Olayların akabinde yüzlerce saldırgandan yaklaşık 50 kişi ceza alırken, yalnızca 3’üne mahpus cezası verilmişti.
AA’nın haberine nazaran, devrin Alman hükümeti ise iltica maddelerini sertleştirmişti.